AYAK OYUNLARI
Bu yil ulkemizde duzenlenecek ve Olimpiyat Oyunlari’ndan sonra en buyuk spor organizasyonu olma ozelligi tasiyan (Universiade 2005) Universite Olimpiyatlari’na Ege Universitesi ev sahipligi yapacak.
Baslarda yalnizca seckin Yunanlilarin oynayabildigi spor oyunlari zamanin ‘’efendi’’lerinin egemenliklerini pekistirdikleri, milliyetlerini yucelttikleri ve ustun kimlik tasima hazzini tatmin ettikleri bir olusumdu. Insanlar insanda bulunmasi gereken 3 ozellikten birine yani bedenen mukemmeliyete ulasmak icin kendilerini yelistiriyor, musabakalara hazirliyorlardi. Ancak bunun da yine bir sebebi vardi tabi ki.Basarili olanlar iyi savasci olurken yenilenler veya kaybedenler kole oluyorlardi. Olimpiyatlarda tanri yuceltiliyor ve mitlerde gecen ustun varliklar icin bir cesit yaltaklanma ya da misyonu yerine getirme gerceklestiriliyordu.
Oysa kimileri bu organizasyonu hala olimpiyat=baris seklinde yorumluyor.Bunun nedeni ise sudur:Olimpiyat oyunlari sirasinda savaslar dururdu.Evet dinle ic ice bu organizasyonlarda yarisanlarin birer asker ve kazananlarin birer komutan oldugunu dusunursek;epeyce barisa hizmetin gerceklestigini soyleyebiliriz.
Gunumuzde ise;bu tarih boyu kazanma gudusunu ozendirmis organizasyonlar artik bizlere insanlarin, toplumlarin icine dustugu utanilasi durumu gosteriyor.Alttan alttan depolitizasyon fikrini basariyla gerceklestiren kapitalist sistem bu yarisa siddet, holiganlik vs. katarak insanligi ilkellestirmekte; dahasi -Turkiye’de- zaten vari yogu futbol olmus ve yalnizca ¬“ o da aldi mi hani!- spor gazetesi okuyan insanlari birbirine sebepsiz bir dusmanlik duymaya itmekte.
Ayrica; kapitalizm olimpiyat oyunlarindan sistemin isleyisi icin olabildigine faydalanmaktadir.Iste bunlardan birisi - ve belki de en onemlisi - milliyetciligin on plana cikisi.Orta Cag sonrasi onemi azalan ve yerini dine birakan bu canavar geri kalmis ulkelerde tekrar hortluyor.Bayragin altinda kosan birinciler...Ve milli marslarla sanki hepberaber dunyayi kurtarmiscasina seviniliyor.
Oysa barisa hizmet eden(!) olimpiyatlar tarihine baktigimizda durum biraz garip.Ozellikle soguk savas yillari, ulkelerin pek cogunun organizasyonlardan men-i ve protestolar ile gecti.Siyasetten bagimsiz dusunulemeyen olimpiyatlarda kimi ulkeler rejimleri, kimi toplumlar ise irklari nedeniyle bazi ulkelerce istenmeyen ilan edildi.Bu tutum kimi sporcularin savasi, sovenizmi, emperyalizmi protesto etmelerine sebep olacak ve sonrasinda -egemenlerin ve vatandasliginda bulunduklari yonetimdekilerin hosuna gitmemis olacak ki- o insanlar hapis cezasi ile yargilanacaklardi..
Boylesi bir yarisa medyanin katilimi kacinilmazdi tabi ki.Olimpiyatlarin bir ‘’kar’’ merkezi haline gelmesi cok gecikmedi ve ortalik simdiye kadar devam eden bir baska sova sahne oldu.Medya, depolitizasyon ve reklamlar.Iste size olimpiyatlarin diger gercek yuzu.Boylesine buyuk paralarin dondugu bir olusumun kucukten baslayarak ‘ah bir zengin olsam’ anlayisiyla yetisen insanlarin ilgisini cekmesi kacinilmaz elbette.Burjuvaziye buyuk bir pazar aciliyor ve olimpiyatlarin neden bu kadar buyutuludugu anlasiliyor sanirim.
Sonuc olarak siddetin, depolitizasyonun, milliyetciligin, dinciligin, reklamciligin, kapitalizmin ve dahasi bircok icice gecmis kohne sancilarin kaynagini olusturan olimpiyatlar gunumuzde beden egitimi veya fiziksel saglikla alakasini yitirmistir.
Spor yapmanin kotu bir sey olmadigini hepimiz biliyoruz.Ancak bildigimiz bir sey daha var ki bu; bu organizasyonu birilerinin bambaska amaclar icin kullandigi.Ege Universitesi Universiade 2005’e yapacagi ev sahipligi icin araliksiz calisip, para dokuyor.Bizler de enternasyonal alanda sesimizi duyurabilecegimiz bu organizasyonda insanlari bilinclendirmek icin cabalamaliyiz.
